Bipolar bozukluk, kişinin duygusal durumunda, düşünce süreçlerinde ve enerji düzeyinde dalgalanmalarla seyreden kronik bir ruhsal hastalığıdır. Bu hastalık, manik (aşırı enerjik, coşkulu veya taşkın dönemler) ile depresif (çökkün, isteksiz ve umutsuz dönemler) arasında değişen dönemlerle karakterizedir. Duygudurumdaki bu aşırı değişimler, bireyin günlük yaşamını, sosyal ilişkilerini ve işlevselliğini önemli ölçüde etkileyebilir.
Bu teşhisi koyabilmek için kişinin hayatı boyunca en az bir defa manik atak geçirmiş olması gerekmektedir.. Manik dönemde duygudurumunda bir yükselme gözükür, aşırı enerji hali mevcuttur. Genellikle taşkın ve riskli davranışlara yatkın hale gelinir. Uyku ihtiyacı azalır, düşünceler hızlanır ve kişi kendini olduğundan çok daha güçlü hissedebilir. Bu dönem kişinin işlevselliğini ciddi şekilde bozabilir ve bazen hastaneye yatış gerektirebilir. Depresif ataklar da görülebilir ancak tanı için zorunlu değildir.
Daha hafif seyreden ancak yine de hayat kalitesini etkileyen bir türdür. Bu durumda kişi hipomanik ataklar yaşar, yani manik belirtiler daha hafif düzeyde görülür ve genellikle günlük hayatı tamamen altüst etmez. Ancak bipolar II bozuklukta depresyon dönemleri çok daha belirgindir ve kişi uzun süre çökkün, isteksiz ve umutsuz hissedebilir.
Daha hafif ama uzun süre devam eden bir başka tür ise siklotimik bozukluktur. Bu durumda kişi, tam anlamıyla manik veya depresif dönemler yaşamaz ancak ruh hali sürekli değişkenlik gösterir. Bazen enerjik ve neşeliyken bazen de içe kapanık ve umutsuz hissedebilir. Ancak bu dalgalanmalar, tam olarak bipolar I veya II tanısını koymak için yeterli düzeyde değildir.
Bir manik atak, en az 1 hafta sürer ve kişinin işlevselliğini ciddi şekilde bozar. Kişinin kendisini olağanüstü enerjik, mutlu veya aşırı güçlü hissettiği bir dönemdir. Bu dönemde aşağıdaki belirtiler ortaya çıkabilir:
Bu belirtiler bazen kişinin yaşamını ciddi anlamda etkileyerek hastaneye yatış gerektirecek kadar ağır olabilir.
Hipomani, maninin daha hafif bir versiyonudur ve en az 4 gün sürer. Kişi yine enerjik ve neşeli hisseder, ancak belirtiler işlevselliği tamamen bozmaz ve hastaneye yatış gerektirmez. Hipomanik dönemlerde kişi genellikle daha üretken ve aktif olabilir, ancak zaman zaman riskli davranışlarda bulunabilir.
Bipolar bozukluğun depresif dönemlerinde kişi en az 2 hafta boyunca şu belirtileri yaşayabilir:
Bu dönem kişinin günlük yaşamını ciddi şekilde etkileyebilir ve profesyonel yardım gerektirebilir.
Bipolar bozukluk, kronik bir hastalıktır ancak uygun tedavi yaklaşımı ile kişinin duygudurum dalgalanmalarının, yani atak dönemlerinin kontrol altına alınması sağlanabilir. Bu şekilde kişinin günlük yaşamı daha dengeli hale getirilebilir. Bipolar bozukluk tedavisi, akut atak dönemlerinin tedavisi ve koruma tedavisi olmak üzere iki aşamalı şekilde ilerletilir.
Tedavi süreci, ilaç tedavisi, psikoterapi, yaşam tarzı düzenlemeleri ve sosyal destek ile bütüncül bir yaklaşım gerektirir.
İlaç tedavisi, bipolar bozuklukta en etkili yöntemlerden biridir. Duygudurum dengeleyiciler, antipsikotik ilaçlar, gerekli durumlarda antideprean ilacalar tamamen doktor kontrolünde kullanılır. İhtiyaç halinde uyku düzeni ve kaygıyı kontrol altına almak için ek ilaçlar da reçete edilebilir. Kullanılan ilaçlara göre psikiyatristiniz sizden belli aralıklarla kan tahlilleri yaptırmanızı isteyebilir.
Psikoterapi, ilaç tedavisine ek olarak kişinin hastalığını yönetmesine yardımcı olur. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT), olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeye odaklanırken, Kişilerarası ve Sosyal Ritim Terapisi, günlük rutinlerin ve uyku düzeninin korunmasına yardımcı olur. Ayrıca, aile terapisi ve psiko-eğitim ile hasta ve yakınları hastalık hakkında bilinçlendirilerek daha sağlıklı bir destek mekanizması oluşturulabilir.
Terapi uygulamalarının da bir hedefi olarak kişinin hayat tarzının düzenli olması hastalığın kontrol altında tutulabilmesi konusunda oldukça önemlidir.
Düzenli uyku, sağlıklı beslenme ve stres yönetimi, ruh halinin dengede kalmasına yardımcı olabilir. Alkol ve madde kullanımı ise belirtileri kötüleştirebileceği için kaçınılması gerekir.
Bunun yanında iyi sosyal destek ve düzenli takip, hastalığın yönetiminde kritik bir rol oynar. Düzenli doktor kontrolleri, tedavi sürecinin doğru ilerlemesini sağlar. Aile desteği, hastanın kendini yalnız hissetmesini önler ve kriz anlarında yardımcı olabilir. Bipolar bozukluk, yaşam boyu süren bir hastalık olsa da düzenli tedavi ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları ile kişi dengeli ve kaliteli bir hayat sürdürebilir.
Bipolar – Duygudurum Bozukluk tedavisi almak için Kadıköy, Bağdat Caddesi’nde Psikiyatrist ve Psikoterapist Doç. Dr. Özlem Kızılkurt ile bilimsel ve etkili tedavi yöntemleriyle sağlığınızı geri kazanın. Hemen randevu alın ve kontrollü bir yaşama ilk adımı atın!