Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, psikiyatrist ve psikoterapist olarak hastalarına kanıta dayalı ve bütüncül bir tedavi yaklaşımı sunmayı hedeflemektedir. Ruh sağlığı yolculuğunuzda size rehberlik etmek için Caddebostan’da bulunan muayenehanesinde klinik psikolog ekibiyle birlikte hizmet vermektedir.
Kadıköy Bağdat Caddesi'nde, sizin için doğru tedavi ve terapiyi bulmak amacıyla özelleştirilmiş psikiyatri ve psikoterapi hizmetleri sunuyorum. Zihinsel sağlık ve duygusal iyileşme yolculuğunuzda, deneyim ve bilimsel temellere dayalı bir yaklaşım ile yanınızdayım. Sağlıklı bir zihin, sağlıklı bir yaşamın temelidir.
Ruhsal sağlık, yaşam kalitemizin en önemli parçasıdır. Doç. Dr. Özlem Kızılkurt ve ekibi olarak, bireylerin psikolojik ihtiyaçlarına özel, bilimsel ve kapsamlı bir tedavi yaklaşımı sunmayı hedefliyoruz. Uzmanlık alanlarımızda, kişiye özel çözümlerle, sizi daha sağlıklı bir ruh sağlığı ve dengeli bir iç dünyaya ulaşmaya yönlendiriyoruz.
TMS, yani Transkraniyal Manyetik Stimülasyon, beynin belirli bölgelerine dışarıdan uygulanan manyetik dalgalarla, bozulan beyin aktivitelerini yeniden düzenlemeyi amaçlayan yenilikçi bir tedavi yöntemidir.
Bu yenilikçi teknoloji, beyin aktivitesinin detaylı analizini sağlayarak çeşitli nörolojik ve psikiyatrik durumların teşhisinde klinisyene yardımcı olmaktadır.
Alkol bağımlılığından kurtulmak için şimdi adım atın! Kadıköy, Bağdat Caddesi’nde Psikiyatrist ve Psikoterapist Doç. Dr. Özlem Kızılkurt ile bilimsel ve etkili tedavi yöntemleriyle sağlığınızı geri kazanın.
Kokain bağımlılığı ile mücadelede yalnız değilsiniz! Psikiyatrist ve Psikoterapist Doç. Dr. Özlem Kızılkurt ile profesyonel destek alarak, sağlıklı bir iyileşme süreci başlatın. Kokain bağımlılığına karşı etkili tedavi yöntemleri ve aile desteğiyle iyileşme yolculuğunuzda yanınızdayız.
Metamfetamin bağımlılığıyla mücadelede yalnız değilsiniz! Psikiyatrist ve Psikoterapist Doç. Dr. Özlem Kızılkurt ile güçlü bir tedavi sürecine başlayın. Metamfetamin bağımlılığına karşı etkili terapiler ve aile desteği ile iyileşme sürecinizi hızlandırın.
Bireysel psikoterapi, bireyin duygusal, düşünsel ve davranışsal sorunlarını çözmesine, kendini daha iyi anlamasına ve yaşam kalitesini artırmasına yardımcı olan uzman eşliğinde yapılan tedavi yöntemidir.
Bilimsel çalışmalar ve akademik araştırmalar, psikiyatri ve psikoterapi alanında bilgi birikimini güçlendiren en önemli unsurlardan biridir. Doç. Dr. Özlem Kızılkurt’un ulusal ve uluslararası düzeyde yayımlanmış makaleleri, ruh sağlığı alanındaki güncel gelişmeleri takip eden profesyoneller ve danışanlar için değerli bir kaynak oluşturmaktadır.
📖 Psikiyatri ve psikoterapi alanındaki akademik katkılarımı keşfetmek için aşağıdaki yayınlarımı inceleyebilirsiniz.
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, bağımlılıkla mücadelede etkili bir çözüm sunmak amacıyla ekibiyle beraber çalışmalarını sürdürmektedir. Bağımlılık tedavisi sürecinde bilimsel ve psikoterapötik yaklaşımlar kullanarak bireylerin iyileşme yolculuklarında yanlarında yer almaktadırlar.
Ayrıca, düzenledikleri seminerler ve eğitim programlarıyla toplumda bağımlılık konusunda farkındalık yaratmayı ve bilinç düzeyini artırmayı hedeflemektedirler.
Modern Nörolojik Tanı Yöntemi
Beyin sağlığı konusunda çığır açan teknolojik gelişmelerden biri olan QEEG (Kantitatif Elektroensefalografi) veya yaygın adıyla beyin haritalaması, Bağdat Caddesi’nde Doç. Dr. Özlem Kızılkurt tarafından hastalara sunulan ileri düzey bir tanı yöntemidir.
Bu yenilikçi teknoloji, beyin aktivitesinin detaylı analizini sağlayarak çeşitli nörolojik ve psikiyatrik durumların teşhisinde klinisyene yardımcı olmaktadır.
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, psikiyatri ve psikoterapi alanındaki deneyimlerini, kısa ve anlaşılır videolarla geniş bir kitleyle paylaşmaktadır. Bu videolarda, ruh sağlığını koruma, stresle başa çıkma yöntemleri ve psikolojik bozukluklara dair pratik bilgiler sunarak, izleyenlerin kendilerini daha iyi anlamalarına ve farkındalık kazanmalarına katkıda bulunmaktadır.
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, sosyal medya platformunda psikiyatri ve psikoterapi alanındaki bilgi ve deneyimlerini paylaşarak, takipçilerine ruh sağlığına dair faydalı içerikler sunmaktadır.
Güncel araştırmalar, ruhsal iyileşme yöntemleri ve bireysel gelişim üzerine paylaşımlarıyla, kişilerin zihinsel sağlıklarını güçlendirmelerine ve yaşam kalitelerini artırmalarına katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
Aldatma Sonrası Çift Terapisi Ne İşe Yarar?
Aldatma, ilişkideki güvenin en derin şekilde sarsıldığı anlardan biridir. Yaşanan kırılma, iki taraf için de yoğun duygularla doludur: şok, öfke, üzüntü, kafa karışıklığı ve güvensizlik bir arada yaşanabilir. Bu noktada çift terapisi, süreci yönetmekte zorlanan çiftlere sağlıklı bir iletişim zemini sunar.
Terapinin amacı, “eskiye dönmek” değildir; çünkü aldatma sonrası ilişki artık aynı şekilde devam edemez. Bunun yerine, şeffaflık ve duygusal açıklık üzerine kurulu yeni bir ilişki biçimi inşa edilmeye çalışılır. Taraflar yaşadıkları duyguları bastırmadan ifade etmeyi öğrenir, neyin affedilip neyin yeniden tanımlanması gerektiği üzerine birlikte çalışılır.
Çift terapisi, sadece ilişkide kalıp kalmama kararına değil, nasıl bir ilişki içinde kalınacağına da ışık tutar. Bu süreçte amaç, suçlu aramak değil, yaşanan travmanın etkilerini anlamak ve sağlıklı bir yön belirlemektir.
#ciftterapisi #aldatma #psikiyatri #psikoterapi
Aldatma Sonrası Çift Terapisi Ne İşe Yarar?
Aldatma, ilişkideki güvenin en derin şekilde sarsıldığı anlardan biridir. Yaşanan kırılma, iki taraf için de yoğun duygularla doludur: şok, öfke, üzüntü, kafa karışıklığı ve güvensizlik bir arada yaşanabilir. Bu noktada çift terapisi, süreci yönetmekte zorlanan çiftlere sağlıklı bir iletişim zemini sunar.
Terapinin amacı, “eskiye dönmek” değildir; çünkü aldatma sonrası ilişki artık aynı şekilde devam edemez. Bunun yerine, şeffaflık ve duygusal açıklık üzerine kurulu yeni bir ilişki biçimi inşa edilmeye çalışılır. Taraflar yaşadıkları duyguları bastırmadan ifade etmeyi öğrenir, neyin affedilip neyin yeniden tanımlanması gerektiği üzerine birlikte çalışılır.
Çift terapisi, sadece ilişkide kalıp kalmama kararına değil, nasıl bir ilişki içinde kalınacağına da ışık tutar. Bu süreçte amaç, suçlu aramak değil, yaşanan travmanın etkilerini anlamak ve sağlıklı bir yön belirlemektir.
#ciftterapisi #aldatma #psikiyatri #psikoterapi
...
TMS, beynin elektriksel iletişimini iyileştirmeyi hedefleyen bilimsel bir tedavi yöntemidir.
Zihinsel süreçleri yöneten bölgelerdeki sinir hücrelerini uyararak, beynin kendi kendini düzenleme kapasitesini artırır. Bu sayede düşünce, duygu ve davranışları dengeleyen sistemlerde toparlanma sağlanır.
Majör depresyon, obsesif kompulsif bozukluk ve anksiyete semptomlarının iyileştirilmesinde etkinliği kanıtlanmıştır.
Yapılan çalışmalar, TMS’nin beyin hücreleri arasındaki bağlantıları güçlendirerek uzun vadeli iyileşme sağlayabildiğini gösteriyor. İzlem çalışmaları, tedavi sonrası hastalığın tekrarlama oranlarının da azaldığını ortaya koyuyor.
Seanslar genellikle haftada beş gün uygulanır ve tedavi süresi dört ila altı hafta arasında sürer.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
TMS, beynin elektriksel iletişimini iyileştirmeyi hedefleyen bilimsel bir tedavi yöntemidir.
Zihinsel süreçleri yöneten bölgelerdeki sinir hücrelerini uyararak, beynin kendi kendini düzenleme kapasitesini artırır. Bu sayede düşünce, duygu ve davranışları dengeleyen sistemlerde toparlanma sağlanır.
Majör depresyon, obsesif kompulsif bozukluk ve anksiyete semptomlarının iyileştirilmesinde etkinliği kanıtlanmıştır.
Yapılan çalışmalar, TMS’nin beyin hücreleri arasındaki bağlantıları güçlendirerek uzun vadeli iyileşme sağlayabildiğini gösteriyor. İzlem çalışmaları, tedavi sonrası hastalığın tekrarlama oranlarının da azaldığını ortaya koyuyor.
Seanslar genellikle haftada beş gün uygulanır ve tedavi süresi dört ila altı hafta arasında sürer.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
...
👉🏻 Çiftlerin ilişkide yaptığı en büyük hatalardan biri, kırıldıkları veya incindikleri yerde karşı tarafı suçlayarak veya eleştirerek kendilerini anlatmaya çalışmaktır.
Oysa bilmeliyiz ki, eleştiri beyin tarafından sadece bir cümle olarak algılanmaz; çoğu zaman bir tehdit gibi kodlanır. Siz “Sen zaten hep böylesin” dediğinizde, karşınızdaki kişinin beyninde ilk devreye giren bölge, duygusal alarm merkezi diyebileceğimiz amigdala olur.
O andan itibaren kişi sizi duymayı değil, kendini savunmayı düşünür. Savunmaya geçen bir zihin, empati kuramaz.
Böyle anlarda, özellikle zor bir şeyi söylemeniz gerekiyorsa, sandviç yöntemi işe yarayabilir: Önce ilişkinize dair olumlu bir duyguyu ifade edin. “Seninle açık konuşmak benim için önemli” gibi.
Ardından söylemek istediğiniz asıl içeriği, yani kırıldığınız ya da zorlandığınız noktayı, mümkünse “ben diliyle” paylaşın: “O an kendimi yalnız hissettim.” Ve kapanışı yine bağ kurmaya açık bir cümleyle yapın: “Bunu seninle konuşabildiğim için mutluyum.”
Unutmayın, ilişkilerde mesele çoğu zaman ne söylediğimiz değil, nasıl söylediğimizdir.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
👉🏻 Çiftlerin ilişkide yaptığı en büyük hatalardan biri, kırıldıkları veya incindikleri yerde karşı tarafı suçlayarak veya eleştirerek kendilerini anlatmaya çalışmaktır.
Oysa bilmeliyiz ki, eleştiri beyin tarafından sadece bir cümle olarak algılanmaz; çoğu zaman bir tehdit gibi kodlanır. Siz “Sen zaten hep böylesin” dediğinizde, karşınızdaki kişinin beyninde ilk devreye giren bölge, duygusal alarm merkezi diyebileceğimiz amigdala olur.
O andan itibaren kişi sizi duymayı değil, kendini savunmayı düşünür. Savunmaya geçen bir zihin, empati kuramaz.
Böyle anlarda, özellikle zor bir şeyi söylemeniz gerekiyorsa, sandviç yöntemi işe yarayabilir: Önce ilişkinize dair olumlu bir duyguyu ifade edin. “Seninle açık konuşmak benim için önemli” gibi.
Ardından söylemek istediğiniz asıl içeriği, yani kırıldığınız ya da zorlandığınız noktayı, mümkünse “ben diliyle” paylaşın: “O an kendimi yalnız hissettim.” Ve kapanışı yine bağ kurmaya açık bir cümleyle yapın: “Bunu seninle konuşabildiğim için mutluyum.”
Unutmayın, ilişkilerde mesele çoğu zaman ne söylediğimiz değil, nasıl söylediğimizdir.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
...
👉🏻 Terapi sadece konuşup içini dökmek değildir. Doğru zamanda, doğru müdahaleyle yapılan bir terapi süreci, beynin işleyişini değiştirebilir. Nörobilim bize gösteriyor ki, terapi sırasında yaşanan farkındalıklar, yeni düşünce kalıpları ve duygusal düzenleme becerileri, beynin yeniden yapılanmasına katkı sağlar.
Son 20 yılda yapılan nörogörüntüleme çalışmaları, psikoterapinin nöral düzeyde değişim yaratan bir müdahale olduğunu göstermektedir.
Örneğin bilişsel davranışçı terapi duyguları yöneten limbik sistem ile düşünme ve karar verme süreçlerinden sorumlu prefrontal korteks arasında dengeleyici etkiler yaratabildiği gösterilmiştir. Kişi olaylara farklı bakmayı öğrendikçe, stres karşısındaki beyin tepkileri değişmeye başlar.
Zihinsel esneklik artar, tekrarlayan olumsuz düşünce döngüleri zayıflar. Başka bir örnek olarak travma odaklı terapiler, EMDR gibi yöntemler de beynin tehdit algısıyla ilişkili devrelerinde düzenleme sağlar.
Yani terapi, sadece rahatlamak değil; beynin bağlantılarını yeniden kurmak, daha sağlıklı bir zihinsel işleyiş oluşturmak anlamına gelir. Kısacası, doğru terapi süreciyle beyin de iyileşir; düşünce biçimi, duygu yönetimi ve davranışlar da onunla birlikte dönüşür.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
👉🏻 Terapi sadece konuşup içini dökmek değildir. Doğru zamanda, doğru müdahaleyle yapılan bir terapi süreci, beynin işleyişini değiştirebilir. Nörobilim bize gösteriyor ki, terapi sırasında yaşanan farkındalıklar, yeni düşünce kalıpları ve duygusal düzenleme becerileri, beynin yeniden yapılanmasına katkı sağlar.
Son 20 yılda yapılan nörogörüntüleme çalışmaları, psikoterapinin nöral düzeyde değişim yaratan bir müdahale olduğunu göstermektedir.
Örneğin bilişsel davranışçı terapi duyguları yöneten limbik sistem ile düşünme ve karar verme süreçlerinden sorumlu prefrontal korteks arasında dengeleyici etkiler yaratabildiği gösterilmiştir. Kişi olaylara farklı bakmayı öğrendikçe, stres karşısındaki beyin tepkileri değişmeye başlar.
Zihinsel esneklik artar, tekrarlayan olumsuz düşünce döngüleri zayıflar. Başka bir örnek olarak travma odaklı terapiler, EMDR gibi yöntemler de beynin tehdit algısıyla ilişkili devrelerinde düzenleme sağlar.
Yani terapi, sadece rahatlamak değil; beynin bağlantılarını yeniden kurmak, daha sağlıklı bir zihinsel işleyiş oluşturmak anlamına gelir. Kısacası, doğru terapi süreciyle beyin de iyileşir; düşünce biçimi, duygu yönetimi ve davranışlar da onunla birlikte dönüşür.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
...
👉🏻 Psikiyatrik ilaçlar, beyindeki kimyasal dengesizliklerini düzenleyerek beyin fonksiyonlarını normalize eder. Bu ilaçlar kullanılmadığında, depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk gibi rahatsızlıklar beyinde yapısal ve işlevsel zararlara yol açabilir.
Örneğin, tedavi edilmeyen depresyon, belirli beyin bölgelerinde küçülmelere neden olabilir. Ayrıca, tedavi edilmeyen psikiyatrik rahatsızlıklar, düşünme ve karar verme gibi beyin işlevlerinde bozulmalara yol açabilir ve uzun vadede nörolojik hasara neden olabilir.
Psikiyatrik ilaçlar, semptomları hafifletirken bu beyin hasarlarını engeller ve beyin kimyasını dengeleyerek fonksiyonel iyileşmeye katkı sağlar. Psikiyatrik rahatsızlıklar erken dönemde tedavi edilmezse, tedavi süreci daha zor hale gelebilir ve beyin üzerindeki olumsuz etkiler artabilir.
Sonuç olarak, kimyasal içerikli olan bu ilaçları ihtiyacınız yokken kullanmamanız gerekir ancak eğer bir rahatsızlığınız var ise beyin sağlığınızı korumanız açısından kullanmanız önemlidir.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
👉🏻 Psikiyatrik ilaçlar, beyindeki kimyasal dengesizliklerini düzenleyerek beyin fonksiyonlarını normalize eder. Bu ilaçlar kullanılmadığında, depresyon, anksiyete, bipolar bozukluk gibi rahatsızlıklar beyinde yapısal ve işlevsel zararlara yol açabilir.
Örneğin, tedavi edilmeyen depresyon, belirli beyin bölgelerinde küçülmelere neden olabilir. Ayrıca, tedavi edilmeyen psikiyatrik rahatsızlıklar, düşünme ve karar verme gibi beyin işlevlerinde bozulmalara yol açabilir ve uzun vadede nörolojik hasara neden olabilir.
Psikiyatrik ilaçlar, semptomları hafifletirken bu beyin hasarlarını engeller ve beyin kimyasını dengeleyerek fonksiyonel iyileşmeye katkı sağlar. Psikiyatrik rahatsızlıklar erken dönemde tedavi edilmezse, tedavi süreci daha zor hale gelebilir ve beyin üzerindeki olumsuz etkiler artabilir.
Sonuç olarak, kimyasal içerikli olan bu ilaçları ihtiyacınız yokken kullanmamanız gerekir ancak eğer bir rahatsızlığınız var ise beyin sağlığınızı korumanız açısından kullanmanız önemlidir.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
...
👉🏻 Kumar bağımlılığının bir hastalık olarak kabul edilmesinin temel nedeni, beyin üzerinde yarattığı değişimlerdir.
Kumar oynamak, beynin ödül sistemini harekete geçirerek dopamin adı verilen bir kimyasalın salınımını artırır. Dopamin, haz ve keyif hissiyle alakalıdır ve kişi kumar oynadığında kendini geçici olarak iyi hisseder.
Ancak, sürekli kumar oynama davranışı, beynin bu kimyasal dengesini bozar. Zamanla, beyin daha fazla dopamin salgılamak için daha fazla kumar oynamaya ihtiyaç duyar, bu da bağımlılık döngüsünü tetikler.
Ayrıca, beynin karar verme, dürtü kontrolü ve mantıklı düşünme ile ilgili bölgeleri de olumsuz etkilenir. Bu değişimler, kişinin kumar oynamayı bırakmasını zorlaştırır ve kontrol kaybına yol açar.
İşte bu nedenle, kumar bağımlılığı yalnızca bir davranış sorunu değil, beyin kimyasını ve işleyişini bozan ciddi bir hastalık olarak kabul edilir.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
👉🏻 Kumar bağımlılığının bir hastalık olarak kabul edilmesinin temel nedeni, beyin üzerinde yarattığı değişimlerdir.
Kumar oynamak, beynin ödül sistemini harekete geçirerek dopamin adı verilen bir kimyasalın salınımını artırır. Dopamin, haz ve keyif hissiyle alakalıdır ve kişi kumar oynadığında kendini geçici olarak iyi hisseder.
Ancak, sürekli kumar oynama davranışı, beynin bu kimyasal dengesini bozar. Zamanla, beyin daha fazla dopamin salgılamak için daha fazla kumar oynamaya ihtiyaç duyar, bu da bağımlılık döngüsünü tetikler.
Ayrıca, beynin karar verme, dürtü kontrolü ve mantıklı düşünme ile ilgili bölgeleri de olumsuz etkilenir. Bu değişimler, kişinin kumar oynamayı bırakmasını zorlaştırır ve kontrol kaybına yol açar.
İşte bu nedenle, kumar bağımlılığı yalnızca bir davranış sorunu değil, beyin kimyasını ve işleyişini bozan ciddi bir hastalık olarak kabul edilir.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
...
Beyin kimyasını bozan tek etken alkol ya da uyuşturucu maddeler değildir. Genetik yatkınlıkla gelen ruhsal hastalıklar, özellikle depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi rahatsızlıklar da beyin kimyasını önemli ölçüde etkileyebilir.
Bunun yanında sürekli olan yoğun stres, duygusal iniş çıkışlar ve travmalar, beynin kimyasal dengesini bozarak düşünce, duygu ve davranışlarımız üzerinde belirgin etkiler bırakabilir. Yani ruhsal denge, yalnızca dış etkenlerle değil, içsel ve biyolojik faktörlerle de şekillenir.
Bu yüzden sadece sonuçlara değil, nedenlere odaklanmak tedavide önemlidir.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
Beyin kimyasını bozan tek etken alkol ya da uyuşturucu maddeler değildir. Genetik yatkınlıkla gelen ruhsal hastalıklar, özellikle depresyon ve anksiyete bozukluğu gibi rahatsızlıklar da beyin kimyasını önemli ölçüde etkileyebilir.
Bunun yanında sürekli olan yoğun stres, duygusal iniş çıkışlar ve travmalar, beynin kimyasal dengesini bozarak düşünce, duygu ve davranışlarımız üzerinde belirgin etkiler bırakabilir. Yani ruhsal denge, yalnızca dış etkenlerle değil, içsel ve biyolojik faktörlerle de şekillenir.
Bu yüzden sadece sonuçlara değil, nedenlere odaklanmak tedavide önemlidir.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
...
Haftaya “Anksiyete Bozukluğu” konusu hakkında merak ettiklerinizi ve en sık gördüğüm problemleri konuşalım.
29 Mayıs Perşembe günü saat 22:30’da Instagram’da canlı yayında olacağım sizleri de bekliyorum 🙌🏻
Sorularınızı DM’den bana iletebilirsiniz.
Perşembe günü görüşmek üzere☘️
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
Haftaya “Anksiyete Bozukluğu” konusu hakkında merak ettiklerinizi ve en sık gördüğüm problemleri konuşalım.
29 Mayıs Perşembe günü saat 22:30’da Instagram’da canlı yayında olacağım sizleri de bekliyorum 🙌🏻
Sorularınızı DM’den bana iletebilirsiniz.
Perşembe günü görüşmek üzere☘️
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
...
Zihinsel iyi oluş, yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda biyolojik bir dengedir. Stresle baş etme, uyku düzeni ve duygudurum gibi süreçlerde bazı vitamin ve minerallerin rolü büyüktür. Eksiklikleri fark edilmeden ilerleyebilir ve zamanla ruh halini olumsuz etkileyebilir.
Ruh sağlığını destekleyen başlıca besin öğeleri şunlardır:
D vitamini
B12 vitamini
Folat (B9)
Magnezyum
Demir
Çinko
Bu maddeler beyin kimyasını dengeler, enerji ve dikkat üzerinde olumlu etki sağlar. Eksikliklerin tespiti ve gerektiğinde takviyesi, ruhsal iyilik halinin korunmasında önemlidir.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
Zihinsel iyi oluş, yalnızca psikolojik değil, aynı zamanda biyolojik bir dengedir. Stresle baş etme, uyku düzeni ve duygudurum gibi süreçlerde bazı vitamin ve minerallerin rolü büyüktür. Eksiklikleri fark edilmeden ilerleyebilir ve zamanla ruh halini olumsuz etkileyebilir.
Ruh sağlığını destekleyen başlıca besin öğeleri şunlardır:
D vitamini
B12 vitamini
Folat (B9)
Magnezyum
Demir
Çinko
Bu maddeler beyin kimyasını dengeler, enerji ve dikkat üzerinde olumlu etki sağlar. Eksikliklerin tespiti ve gerektiğinde takviyesi, ruhsal iyilik halinin korunmasında önemlidir.
Senans İçin:
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt
0506 330 32 34
...
Kendine yatırım yapmadan, kendini sevmek ve özgüven geliştirmek kolay olmayacaktır. Bu yatırım, büyük değişimlerle değil; bazen sadece kendine kulak vermekle başlar.
Gün içinde şöyle bir durup kendine “Şu anda neye ihtiyacım var? Ne yapsam bana iyi gelir?” diye sormak bile, kendinle ilgilenmenin bir yoludur.
Bedenini, yeteneklerini ya da ilgilerini yavaş yavaş geliştirmek… Bunlar, kendini önemsemeye dair küçük ama değerli adımlardır.
Ve bir hatırlatma: Sürekli kendinden vererek yaşamak, zamanla içte bir yorgunluk ve kırgınlık yaratabilir.
Kendine de yer açmak, en az başkalarına verdiğin değer kadar hakkındır.
Kendine yatırım yapmadan, kendini sevmek ve özgüven geliştirmek kolay olmayacaktır. Bu yatırım, büyük değişimlerle değil; bazen sadece kendine kulak vermekle başlar.
Gün içinde şöyle bir durup kendine “Şu anda neye ihtiyacım var? Ne yapsam bana iyi gelir?” diye sormak bile, kendinle ilgilenmenin bir yoludur.
Bedenini, yeteneklerini ya da ilgilerini yavaş yavaş geliştirmek… Bunlar, kendini önemsemeye dair küçük ama değerli adımlardır.
Ve bir hatırlatma: Sürekli kendinden vererek yaşamak, zamanla içte bir yorgunluk ve kırgınlık yaratabilir.
Kendine de yer açmak, en az başkalarına verdiğin değer kadar hakkındır.
...
Terapi süreci, kişisel iyileşme yolculuğunuzda önemli bir adımdır. Doç. Dr. Özlem Kızılkurt'un sunduğu psikiyatri ve psikoterapi hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanabilmek için, seanslara açık fikirli ve samimi bir yaklaşımla katılım göstermeniz önem taşır. İlk görüşmeden itibaren, ihtiyaçlarınıza özel olarak hazırlanan bir tedavi planıyla ilerleyecek ve her aşamada profesyonel destek alacaksınız. Gizlilik ve güven, terapi sürecinin temel taşlarını oluşturmaktadır.
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, İstanbul Kadıköy Bağdat Caddesi'nde psikiyatri ve psikoterapi alanlarında uzmanlaşmış bir doktordur. Yüksek lisans ve doktora eğitimini tamamlayan Doç. Dr. Kızılkurt, bireysel terapi, aile terapisi, bağımlılık tedavisi ve çeşitli psikiyatrik bozukluklar üzerinde çalışmaktadır.
Doç. Dr. Özlem Kızılkurt, bağımlılık tedavisi, depresyon, kaygı bozuklukları, obsesif-kompulsif bozukluk, bipolar duygudurum bozukluğu, psikotik bozukluklar, yetişkin dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ve bireysel psikoterapi gibi çeşitli alanlarda hizmet sunmaktadır.
Web sitesi üzerinden ya da telefonla doğrudan iletişim kurarak randevu alabilirsiniz. İlk görüşmenizde terapi süreci hakkında detaylı bilgi verilecek ve ihtiyaçlarınıza yönelik bir tedavi planı oluşturulacaktır.
Seanslar, danışanın ihtiyaçlarına göre şekillenir. İlk görüşmede terapi hedefleri belirlenir. Ardından, danışanın psikolojik durumu ve tedavi süreci hakkında bir plan yapılır. Seanslar, düzenli aralıklarla ve kişiye özel bir yaklaşımla devam eder.
Evet, tüm seanslar gizlilik prensiplerine uygun şekilde yürütülür. Danışanın özel hayatına saygı gösterilir ve terapi sürecinde elde edilen bilgiler yalnızca terapi amaçlı kullanılır.
İlaç tedavisi, her danışanın ihtiyaçlarına göre değişir. Psikoterapi süreci bazen tek başına yeterli olabilirken, bazı durumlarda ilaç tedavisi de önerilebilir. Bu konuda detaylı değerlendirme, danışanın ihtiyacına göre yapılır.
Tedavi süresi, her bireyin ihtiyaçlarına göre değişir. Bazı durumlarda kısa süreli, bazen ise daha uzun süreli bir terapi süreci gerekebilir. Terapinin amacı, danışanın yaşam kalitesini artırmak ve psikolojik iyilik halini sağlamaktır.
Danışmanlık ücretleri hakkında bilgi almak için ofisimizle iletişime geçebilirsiniz. İlk görüşme ve sonraki seanslar için fiyatlar belirli bir plan dahilinde sunulmaktadır.