Kokain, Güney Amerika’da yetişen koka bitkisinden elde edilen güçlü bir uyarıcı maddedir. Genellikle beyaz toz hâlinde bulunur ve çoğunlukla burundan çekilerek ya da daha yoğun bir formu olan “taş kokain” (crack kokain) şeklinde kullanılır.
Beyinde dopamin salınımını hızla artırarak kişide yoğun bir haz, enerji ve özgüven hissi yaratır. Ancak bu etki çok kısa sürelidir ve ardından gelen çöküş, kişiyi tekrar tekrar kullanmaya iter. Zamanla fiziksel, psikolojik ve sosyal zararları ciddi boyutlara ulaşır.
Evet, kokain çok güçlü bir şekilde bağımlılık yapar. Beyinde “ödül sistemi” dediğimiz alana doğrudan etki eder ve dopamin adı verilen kimyasalın ani şekilde artmasına neden olur. Bu da kişiye kısa sürede yoğun bir haz hissi verir.
Ancak bu etki geçicidir ve beyin bu duruma hızla alışır. Zamanla kişi kokainin etkisini hissetmek için daha sık ve daha yüksek dozda kullanmaya başlar.
Bu da hem fiziksel hem ruhsal olarak yıpranmaya, ilişkilerin bozulmasına ve işlev kaybına yol açar. Kokain bağımlılığı, sadece bir alışkanlık değil, beynin çalışma sistemini değiştiren ciddi bir hastalıktır.
Bağımlılık süresi kişiden kişiye değişse de, kokain çok kısa sürede bağımlılık yapabilen bir maddedir. Özellikle taş kokain gibi hızlı ve yoğun etki yapan formları, birkaç kullanımdan sonra bile bağımlılık geliştirebilir.
Beyin yoğun dopamin salınımlarına alıştıkça, doğal yollarla keyif almak zorlaşır ve kişi giderek daha sık, daha yüksek dozda kullanmaya başlar. Bu döngü çok hızlı gelişir ve kişinin kendi kendine dur demesi giderek zorlaşır.
Taş kokain, kokainin yapısı değiştirilmiş, daha yoğun etkili hâlidir. Genellikle ısıtılarak içilir ve etkisi birkaç saniye içinde başlar. Ancak bu etki çok kısa sürer; genellikle 5-10 dakika sonra etkisi biter ve kişi tekrar kullanma ihtiyacı hisseder.
Bu tekrarlar bağımlılığı daha hızlı ve daha şiddetli bir şekilde oluşturur. Crack bağımlılığı olan kişilerde hem psikolojik hem fiziksel yıpranma çok daha hızlı gözlemlenir.
Agresyon, paranoid düşünceler, fiziksel çöküş ve sosyal izolasyon yaygındır.
Kokain alındıktan hemen sonra beyinde dopamin salınımı aniden yükselir. Kişi birdenbire kendini enerjik ve özgüvenli hisseder. Kalp atışı hızlanır, göz bebekleri büyür, konuşmalar hızlanır, beden hareketleri artar.
Kimi zaman kişi çok neşeli, konuşkan ve sosyal görünürken, kimi zaman da huzursuz ve yerinde duramaz bir hâlde olabilir.
Bazı kişilerde fiziksel hareketlenme olmaz ve zihinsel olarak odaklanma artmış gibi hissedilir; ancak bu dikkat genellikle yüzeyseldir.
Kimi kişilerde ani kararlar, para harcamada kontrolsüzlük ya da cinsel dürtülerde artış gibi davranışlara eğilim ortaya çıkar. Ancak bu “yüksek” hâl çok uzun sürmez.
Etki geçmeye başladığında kişide enerji düşüklüğü, yorgunluk, moral bozukluğu, hatta yoğun bir iç sıkıntısı ortaya çıkabilir.
Bazı kişilerde bu inişle birlikte kaygı, sinirlilik ya da suçluluk duygusu da devreye girer. İşte tam bu noktada tekrar kokain alma isteği oluşabilir,bu da bağımlılığı besleyen döngünün başlangıcıdır.
Kokain bağımlılığı, genellikle kişinin madde kullanımını kontrol edememesiyle patlak verir .Başlangıçta keyif arayışıyla kullanılan madde, zamanla beyindeki ödül sistemi üzerinde güçlü bir etki yaratarak tekrar tekrar kullanma isteğini tetikler.
Bu süreçte kişi, kullanım sıklığını ya da miktarını azaltmak istese bile bunu başaramaz. Bağımlılığı anlamada en önemli kriterlerden biri kontrol kaybıdır.
Kişi, bırakmaya yönelik ciddi niyetler geliştirse bile bunu sürdüremez. Kullanım davranışı, zamanla kişinin günlük yaşantısını, sosyal ilişkilerini ve mesleki işlevselliğini bozar.
Ayrıca yaşanan yoksunluk belirtileri, bağımlılığı tanımada önemli bir göstergedir. Kokain kullanılmadığında huzursuzluk, aşırı sinirlilik, iç sıkıntısı, isteksizlik ve yoğun madde arzusu (craving) gibi belirtiler ortaya çıkar.
Kişi bu belirtilerden kaçmak için maddeye geri döner.Zaman içinde tolerans gelişir: Aynı etkiyi hissedebilmek için daha yüksek dozlara ihtiyaç duyulur. Bu da kullanım riskini artırır.
Dışarıdan bakıldığında, bağımlılığı gösteren bazı davranışsal değişiklikler fark edilebilir. Kullanımın gizlenmeye çalışılması, parasal sorunların başlaması, sosyal çevrenin değişmesi (çoğu zaman madde kullanan kişilerle ilişkilerin artması), sorumlulukların aksatılması, aile ve iş çevresiyle çatışmaların çoğalması gözlenebilen davranışlardır.
Kokain bağımlılığı tedavisinde ilk adım, kişinin yardım alma ihtiyacını kabul etmesi ve bir uzmana başvurmasıdır. Tedavi süreci adım adım ilerler. Öncelikle kokain kullanımı sonlandırılır ve vücut maddenin etkilerinden arındırılır.
Bu döneme “yoksunluk ve arınma” yani detoks süreci denir. Bu aşamada kişilerde genellikle huzursuzluk, iç sıkıntısı, uykusuzluk, yoğun madde isteği ve duygusal çökkünlük gibi belirtiler görülür. Gerekirse bu belirtileri hafifletmek için ilaç tedavisi uygulanır.
Aynı zamanda hem psikiyatrik hem tıbbi değerlendirme yapılır; çünkü kokain bağımlılığına eşlik eden depresyon, anksiyetebozuklukları ya da psikotik tablolar görülebilir. Bu durumlara yönelik özel tedaviler planlanır.
Tedavi sürecinde ayrıca madde isteğini azaltmaya yardımcı ilaçlar da tedaviye eklenebilir. Eğer kişinin ayaktan tedavi ile başa çıkamayacağı düşünülürse, yatışlı tedavi seçeneği gündeme gelebilir.
Yoksunluk süreci tamamlandıktan sonra psikoterapi ve rehabilitasyon süreci başlar. Bu aşamada hedef sadece kokaini bırakmak değil; kişinin neden bu maddeye yöneldiğini, hangi duygularla baş edemediğini ve maddeyle nasıl bir ilişki kurduğunu anlamasını sağlamaktır.
Terapi sürecinde stresle baş etme becerileri, kaygı ve öfke yönetimi, dürtü kontrolü gibi konular ele alınır.
Aynı zamanda kişinin yaşamındaki boşluklar, zorlantılı ilişkiler, yalnızlık, destek sistemlerinin eksikliği gibi sürdürücü faktörler de derinlemesine incelenir. Bu dönemde aile desteği büyük önem taşır.
Aile, sürece bilinçli şekilde dâhil edilir; madde bağımlılığına nasıl yaklaşmaları gerektiği, nerede destekleyici olmaları, nerede sınır koymaları gerektiği gibi konularda bilgilendirilir. Empatik ama sağlıklı sınırlar içeren bir aile tutumu, tedavinin sürdürülebilirliği açısından oldukça belirleyicidir.
Kokain bağımlılığı ile mücadelede yalnız değilsiniz! Psikiyatrist ve Psikoterapist Doç. Dr. Özlem Kızılkurt ile profesyonel destek alarak, sağlıklı bir iyileşme süreci başlatın. Kokain bağımlılığına karşı etkili tedavi yöntemleri ve aile desteğiyle iyileşme yolculuğunuzda yanınızdayız. Hemen randevu alın ve değişimin ilk adımını atın!