Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB), kişinin zihnine istemsizce gelen, rahatsız edici ve çoğunlukla tekrarlayıcı düşünceler (obsesyonlar) ile bu düşüncelerin oluşturduğu huzursuzluğu gidermek için yapılan zorlayıcı davranışlardan (kompulsiyonlar) oluşur.
OKB, halk arasında çoğunlukla takıntı hastalığı olarak bilinir. Günlük hayatta zaman zaman herkesin aklına takılan düşünceler olabilir.
Ancak bu düşünceler yoğun bir şekilde tekrar ediyorsa ve artık kişinin yaşamını belirgin olarak olumsuz etkiliyorsa o zaman OKB’den bahsedilebilir.
OKB, beynin belirli bölgeleri arasındaki iletişimdeki düzensizlikler, genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin birleşimiyle ortaya çıkan bir rahatsızlıktır.
Beyindeki serotonin gibi kimyasalların düzensizliği ve beynin özellikle düşünme, karar verme ve tekrarlayan davranışlardan sorumlu bölgelerinde görülen aşırı aktivitenin, hastalığın gelişiminde rol oynamakta olduğu gösterilmektedir.
Genetik yatkınlık OKB için önemlidir; aile öyküsünde OKB bulunan kişilerde riskin daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca, çocuklukta yaşanan stresli olaylar ve yoğun kaygının da OKB’yi tetikleyebileceği düşünülmektedir.
OKB tedavisinde ilaç tedavisi ve bilişsel davranışçı terapi (BDT) en etkili yöntemler arasındadır. Özellikle bu iki tedavinin birlikte uygulanması başarı şansını arttırmakta ve hastalığın tekrarlama riskini azaltmaktadır.
Bu süreçte amaç kişinin takıntılı düşüncelerine karşı farklı bir bakış açısı geliştirebilmesini sağlamaktır. Aynı zamanda bu terapi yönteminde kişinin korktuğu ve obsesyonlarını tetikleyen durumlarla kontrollü bir şekilde yüzleşmesini sağlanır. Kompulsif davranışları durdurarak kişinin kaygıyla başa çıkmayı öğrenmesine yardımcı olur. Bu şekilde kişinin obsesyonların yarattığı kaygının kendi kendine azaldığını deneyimlemesi ve kompulsif ritüellere duyduğu ihtiyacın zamanla ortadan kalkması hedeflenir.
OKB’nin nörokimyasal temelleri göz önüne alındığında özellikle serotonin sistemi üzerinden etkileri olan antidepresan ilaçlar, obsesyon ve kompulsiyonları azaltmada etkili olabilmektedir. Daha dirençli vakalarda ise farklı ilaç kombinasyonları da kullanılabilir.
Egzersiz, stres yönetimi, farkındalık çalışmaları ve sağlıklı bir yaşam tarzı tedaviye yardımcı olabilir.
OKB tedavisinde ilaç ve terapiye dirençli vakalar için kullanılan ve girişimsel olmayan bir yöntemdir. Manyetik dalgalar aracılığıyla beynin obsesyon ve kompulsiyonlarla ilişkili bölgeleri uyarılarak sinirsel aktivitenin dengelenmesi amaçlanır. Yan etkileri genellikle hafif olup, uygun hastalarda semptomlarda belirgin bir azalma sağladığı gözlemlenmiştir.
OKB, tedavi edilebilir bir hastalıktır ve doğru yöntemlerle kişinin yaşam kalitesi önemli ölçüde iyileştirilebilir. Erken tanı ve profesyonel destek almak, süreci sizin için daha etkili hale getirebilir.
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) tedavisi almak için Kadıköy, Bağdat Caddesi’nde Psikiyatrist ve Psikoterapist Doç. Dr. Özlem Kızılkurt ile bilimsel ve etkili tedavi yöntemleriyle sağlığınızı geri kazanın. Hemen randevu alın ve kontrollü bir yaşama ilk adımı atın!